Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi

SAYI : 4

TARİH : 30.10.2024

İSTATİSTİKLER

  • 630
  • 1

Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi

SAYI : 4

TARİH : 30.10.2024

MAKALELER

Belediyelerde Katılımcı Bütçe: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Örneği

Katılımcı bütçe, vatandaşların kamu kaynaklarının dağıtımı konusunda tartışmalara katıldığı bir karar alma süreci olarak tanımlanmaktadır. İlk defa 1989 yılında Brezilya’nın Porto Alegre Belediyesi’nde uygulanan katılımcı bütçe yaklaşımı etkin bir şekilde uygulandığında, kaynakların etkin kullanımı ve demokrasinin gelişmesi açısından önemli faydalar sağlayabilecek bir niteliğe sahiptir. Bu çalışmada, belediyelerde katılımcı bütçe konusu ele alınmış, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) katılımcı bütçe konusunda uyguladığı model incelenmiştir. Çalışmanın birinci ve ikinci bölümünde literatür ve mevzuat taramasından yararlanılarak katılımcı bütçeye ilişkin kavramsal çerçeveye ve Türkiye’de katılımcı bütçe konusundaki yasal altyapıya yer verilmiştir. Üçüncü bölümde ise İBB’nin 2022-2024 bütçe döneminde uyguladığı katılımcı bütçe modeli analiz edilmiştir. Bu kapsamda, doküman analizi ve mülakat yöntemi kullanılarak veriler toplanmış ve belirli bir sistematikle ele alınarak üçüncü bölümde analiz edilmiştir. Araştırma sonucunda İBB tarafından üç yıldır devam ettirilen katılımcı bütçe uygulamasının avantajları şöyle sıralanabilir: Tutarlı bir modele dayanması, bütçe takvimi ile uyumlu olarak uygulanması, kurumun stratejik planı ve performans esaslı bütçesi ile uyumlu olarak yürütülmesi, İstanbul Kent Konseyi tarafından sahiplenilmesi. Katılımın arttırılması, proje gerçekleşmelerinin daha etkin bir şekilde takip edilmesi, proje sahiplerine düzenli geri bildirim verilmesi, proje maliyet tahminlerinin daha gerçekçi yapılması, ayrılacak bütçe miktarının başlangıçta ilan edilmesi ise uygulamanın gelişim alanlarını oluşturmaktadır.

  • Yazarlar : Ülkü Arıkboğa

    Sayfa No :

    Anahtar Kelimeler : bütçe, katılım, katılımcı bütçe

GÖRÜNTÜLE

Türkiye’de Çevrenin Korunması ile Ekonomik Kalkınma Arasındaki Tercihin İncelenmesi: Dünya Değerler Araştırması Verilerine Göre (2018) Bir Analiz

Bu çalışma, bireylerin çevreye ve ekonomik kalkınmaya bakış açıları ile çevre ile ilgili diğer değerler arasındaki ilişkilerin Dünya Değerler Araştırması’nın 2018 yılında Türkiye’de yapılmış anket verilerine dayanarak incelemeyi konu edinmiştir. Bu kapsamda öncelikle çevre ve kalkınma ilişkisi ile ilgili yerli ve yabancı literatür taranmış ve bulgular bu bilgilerle tartışılmıştır. Günümüz gereksinimlerinin gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme olanağından taviz vermeksizin karşılamayı amaç edinen sürdürülebilir kalkınma anlayışını gerçekleştirmek için toplumun özellikle çevreye duyarlılıkları ile ilgili değer algılarının anlaşılması ve analiz edilmesi son derece önemlidir. Bu bağlamda özellikle çevrenin korunması ve ekonomik kalkınmaya ilişkin tercihlerin hangisine daha ağırlık verileceği konusu önem arz etmektedir. Çevrenin korunmasına öncelik veren bireyler ile ekonomik kalkınmaya çevrenin korunmasından daha fazla önem veren bireylerin fikir, inanç ve değerlerinin araştırılması, bu konuda meydana getirilecek politikalara yön verebilir. Bu doğrultuda yapılan araştırmanın temel veri kaynağı Dünya Değerler Araştırması olduğundan bu araştırmadaki anket sorularında “çevre” konuları taranmış ve bu kapsamda bireylerin; “çevreci kuruluşlara üyelik durumu”, “ülkenin öncelikli hedefleri arasında çevrenin konumuna yönelik fikirleri”, “çevreci örgütlere güven düzeyi” ve “çevre ve kalkınma arasındaki düşünceleri” ile bu konularla alakalı bağımsız değişkenler arasındaki ilişkiler istatistiki açıdan incelenmiştir. Bu kapsamda “çevreci örgütlere güven ve katılım” başlığı altında 4, “çevrenin korunması ve ekonomik kalkınma” başlığı altında ise 9 hipotez oluşturulmuş olup; toplam 13 hipotezin test sonuçları açıklanmıştır. Sonuç olarak katılımcıların ekonomik gelişmeye çevrenin korunmasından daha fazla önem verdikleri belirlenmekle beraber; çevreci örgütlere olan güvenin yüksek olduğu, çevreci örgütlere güven düzeylerinin yüksek ve çevreci örgütlere üye olanların çevrenin korunmasına ekonomik kalkınmadan daha fazla önem verdikleri de tespitler arasında yer almaktadır.

  • Yazarlar : Emre Ekinci

    Sayfa No :

    Anahtar Kelimeler : Çevre, ekonomik kalkınma, Dünya Değerler Araştırması.

GÖRÜNTÜLE

BİTMEYEN REFORM SENFONİSİ: YUNANİSTAN’DA REFORMLARIN YEREL YÖNETİMLERE ETKİSİ

Üniter bir devlet yapısına sahip olan Yunanistan’da merkezi yönetimlerin yerel yönetimler üzerinde kontrol ve denetim etkisi yadsınamaz boyuttadır. Yunanistan’da merkeziyetçilik ön planda olmakla birlikte kamu yönetimi bürokratik bir yapıya sahiptir. Çalışma, Yunanistan’daki reformlarının yerel yönetimler üzerinde etkisinin güncel veriler ışığında değerlendirilmesini içermektedir. Ülkenin yerel yönetim birimlerinin tek tek açıklanmasından ziyade çalışma, ülkenin ekonomik, politik ve toplumsal sürecinden yola çıkarak reformlara giden süreci yerel yönetimler tarihi göz önünde bulundurarak ele almaktadır. Çalışmanın ulusal alan yazımındaki diğer çalışmalardan farklılaşan yönlerinden biri ülkenin yerel yönetim geleneğini tarihsel gelişmeler çerçevesinde ele alması iken bir diğer farklılaşan yönü literatürde Yunanistan’a dair çalışmalarda yerel yönetimleri en çok etkileyen iki reform arasındaki benzerlik ve farklılıklara yer verilmemiş olmasıdır. İlk bölümde ülkenin siyasi, toplumsal ve ekonomik koşulları göz önünde bulundurularak Yunanistan’ın yerel yönetim tarihi incelenmektedir. Bu bölümün alan yazımı yerel yönetim kanunlarına ancak Yunanca ulaşılabildiği için İngilizceye de çevrilen Anayasa maddelerinden ve ikincil kaynaklardan yola çıkılarak oluşturulmuştur. İkinci bölüm çalışmanın ana teması olan reformlar konusu üzerine eğilmektedir. Bu bölümde Yunan yerel yönetimlerini en çok etkileyen Kallikrates ve Kapodistrias reformlarına odaklanılmıştır. İki reformda birer kamu yönetimi reformu olup, kamu yönetimini yeniden düzenleyen bu reformlar yerel yönetimleri de yeniden düzenlemiştir. Reformlar genel anlamda Avrupa Birliği’nden gelen talepler ve ekonomik krizler sonrası mali konsolidasyonlarla ilgilenirken hem kamu yönetimini hem de yerel yönetimleri biçimlendirmiştir. Reformların yerel yönetimler üzerindeki etkilerini açıklayan son bölümde yerel yönetimlerin güncel durumu için uluslararası kuruluşların metinlerinden faydalanılmıştır. Reformlar yerel yönetimlerin teşkilat yapısını düzenleme noktasında birbirini tamamlayan bir önceki sürecin eksikliklerini gidermeye çalışsa da merkezi yönetimler karşısında yerel yönetimlerin güçlendirilmesini tam anlamıyla karşılayamamıştır. Reformlar halktan gelen taleplerden ziyade verimlilik ve etkinliğe odaklanmış, katılım boyutu göz ardı edilmiş ve yerel yönetimlere daha fazla sorumluluk verilirken yerel yönetimler göreviyle orantılı bir bütçe ile donatılmamıştır. Bu durumun başlıca nedeni ise reformların çıkış noktasının ülkedeki yurttaşların artan talepleri ve ülke içindeki büyük sosyo-ekonomik değişiklikler yerine birliğe uyum, küreselleşme gibi uluslararası talepler ve koşullar olmasından kaynaklanmaktadır. Reform uygulamasında sadece Avrupa Birliği uyum sürecine odaklanılması, halkın tam anlamıyla sürecin içine dâhil edilmemesi ve merkezi yönetimin gücünü yerel yönetimlerle paylaşmada isteksiz davranması ve merkeziyetçi yapının etkilerinin topyekûn aşılamaması nedeniyle Yunanistan idari ve mali yönden hedeflediği güçlü yerel yönetimlere ulaşamamıştır. Sonuçta Yunanistan’da hala yerel yönetimlere dair devam eden sorunlar bulunmaktadır ve bu süreç alan yazımının da desteklediği türden yeni bir reform beklentisini gündeme getirmektedir.

  • Yazarlar : Feriştah Yılmaz

    Sayfa No :

    Anahtar Kelimeler : Yunanistan, Yerel Yönetimler, Yerel Demokrasi

GÖRÜNTÜLE

Belediyelerde Dijital Dönüşüm Süreçlerinin ve E-Belediyecilik Uygulamalarının Örnek Olay Kapsamında Değerlendirilmesi

Dijital dönüşüm zaman, mekân ve maliyet konularında birçok fayda sağlamakla beraber yönetişimi üst düzeylere taşımıştır. Bunun yanında şeffaflık, hesap verebilirlik ve katılımcı demokrasiyi bütün halka ulaştırmıştır. Bu çalışmada gelişen ve değişen dünyada, dijital dönüşümün etkisinde olan kamu kurumlarından belediyelerin bir değerlendirilmesi yapılmaya çalışılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre dijital dönüşümün kamu alanında faydaları ve sağladığı kolaylıkları ortaya koymak, uygulama örnekleri doğrultusunda bu teknolojilerin etkin kullanımı için durum tespiti yapılması amaçlanmaktadır. Belirlenen amaç çerçevesinde ihtiyaç duyulan verilerin toplanmasında yarı yapılandırılmış mülakat tekniği ile ikincil veri kaynaklarından yararlanılmıştır. Veriler Antalya Büyükşehir Belediyesi, Burdur ve Isparta İl Belediyesi ile Burdur’un Bucak İlçe Belediyesinde dijital dönüşüm alanında çalışan birim yöneticilerinden sağlanmıştır. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden örnek olay araştırma deseni kullanılmıştır. Araştırma sonucunda belediyelerin dijitalleşme ile ilgili gerekli yatırımların yapamadığı, personel ve donanımsal eksikliklerin olduğu anlaşılmaktadır. Planlı ve bütünsel bir dijitalleşme planı sağlanamamıştır. Etkin ve verimli şekilde kullanılamayan web sitesi ve mobil uygulama eksiklikleri gözlenmiştir.

  • Yazarlar : Görkem İncekara , Özlem Çetinkaya Bozkurt

    Sayfa No :

    Anahtar Kelimeler : dijitalleşme, dijital dönüşüm, e-belediye, m-belediye, d-belediye

GÖRÜNTÜLE

Avrupa Yerel Yönetimlerinde Katılımcı Politika Yapımı

Katılımcı demokrasi anlayışı, tamamlanmamış ve devam eden bir proje olarak, demokrasinin vatandaşların hayatlarını etkileyen siyasi kararlara ve politikalara bireysel ve doğrudan katıldıkları mekanizmalarla geliştirilebileceğini savunmaktadır. Yerel yönetimlerde karar alma süreçlerine doğrudan katılmayı mümkün kılan uygulamaların incelenmesi katılım mekanizmalarının nasıl tasarlanabileceği ya da iyileştirilebileceğine ilişkin bir perspektif sağlar. Bu makale, yerel yönetim karar alma süreçlerine doğrudan katılımla ilgili Avrupa’daki deneyimlere odaklanmaktadır. Yerel katılımcı mekanizmalar üzerinde yapılan son ampirik çalışmalardan (özellikle vaka analizlerinden) yola çıkarak gelişmeleri ve aksaklıkları ortaya koymak amaçlanmaktadır. Özellikle yerelleşme politikalarının etkili olduğu 1990’lardan itibaren yerel düzeyde vatandaşların doğrudan karar alma mekanizmasına dâhil edildiği katılımcı politika yapımı Avrupa’da birtakım yasal yükümlülüklerle desteklenmektedir. 2000-2023 yılları arasında Avrupa’da katılımcı uygulamaların evrimsel bir süreçte geliştiği ve yayıldığı gözlenmektedir. Avrupa'daki yerel yönetimler, kapasite ve performansları bakımından ve yerel demokrasi açısından dünyanın en gelişmiş bölgeleri arasındadır. Ekonomik zenginlik ve insani gelişme düzeyinin görece yüksek olması, uzun tarihsel demokrasi geleneği, sivil toplum ağlarının daha eski ve gelişmiş olması, Avrupa Konseyi'nin düzenleyici işlevi yerel yönetimlerin güçlü olmasını sağlamıştır. Avrupa yerel yönetimlerine odaklanılmasının nedeni gelişmişlik açısından daha homojen bir bölgede iyi örneklerin değerlendirilmesi, aksaklık, zayıflık veya tehditlerin daha iyi anlaşılması ve yerel uygulamalar ile sorunların daha iyi analiz edilmesidir. Çalışmada yerel yönetimler, siyaset biliminin demokrasi teorisinden hareket eden bir yaklaşımla incelenmekte, yerel yönetim sakinlerinin vatandaşlık rolleri merkeze alınmaktadır. Avrupa’da yerel katılımcı mekanizmalar üzerinde yapılan güncel araştırmalar, demokratik siyasal katılım ve temsil ile ilgili literatürde eskiden beri dile getirilen bazı sorunların devam ettiğini teyit etmektedir. Katılımcı pratikler son yıllarda çoğalmış olsa da vatandaş katılımının arttırılması yoluyla demokrasinin derinleştirilmesine yönelik birçok zorluk devam etmektedir. Yerel demokrasi açısından zorlu alanlar; politika karar süreçlerinde seçilmiş politikacıların rolü, halkın kontrolü ve katılımda halkın kapsayıcılığı tanımları ile ilgilidir. Sol eğilimli siyasetin daha çok desteklediği yerel doğrudan katılım projeleri ideolojik sınırların ötesinde benimsenmiş görünmektedir. Ancak yine de istikrar ve kurumsallaşma ile ilgili problemler devam etmektedir. Doğrudan katılım uygulamalarının, çoğulcu anlayış ve sivil toplumun farklı grupları arasında karşılıklı bilgi akışı dinamiğinin gelişmesi açısından yerel siyasal ağları dönüştürme potansiyeli yüksektir. Sonuç olarak demokratik derinleşme anlamında henüz radikal bir etkinin gözlenmediği yerel katılımcı uygulamaların geliştirilmesi ve desteklenmesi gerektiğine işaret edilmektedir.

  • Yazarlar : Yaşar Pınar Özmen

    Sayfa No :

    Anahtar Kelimeler : Yerel Yönetim, Siyasal Katılım, Yerel Demokrasi, Katılımcı Demokrasi, Avrupa Yerel Yönetimleri

GÖRÜNTÜLE

Kurumlar Perspektifinden Kentsel Alanda Yaşayan Yaşlılar: Konya İli Selçuklu İlçesi Örneği

Türkiye’de nüfusun hızla yaşlandığı ve bu doğrultuda hızlı bir demografik dönüşümün yaşandığı istatistiki verilerle teyit edilen bir meseledir. Bu eğilimin yakın geleceğe dair öngörülerde de vurgulandığı görülmektedir. Yaşlılık döneminde bireyin tek başına karşılayamadığı oldukça çeşitli ve karmaşık ihtiyaçları, tek başına çözülmesi mümkün olmayan sorunları ve beklentileri bulunmaktadır. Ayrıca insan yaşamı pek çok olay ve olgularla iç içe geçmiş karmaşık ilişki ağı içerisinde cereyan etmektedir. Günlük hayatta yaşlılık döneminde de birey yaşamını önemli ölçüde yakın sosyal çevre ve kurumsal çevrelerin destekleriyle sürdürmektedir. Bu çalışmanın konusunu, yakın sosyal çevreden ziyade yaşlılara yönelik hizmet yürüten çeşitli kurum ve kuruluş profesyonellerinin, yaşlıların içinde bulundukları duruma dair gözlemleri ve deneyimleri, uygulamaları, gelecek hedefleri ve önerilerine ilişkin değerlendirmeleri oluşturmaktadır. Çalışmada, Konya ili Selçuklu ilçesinde yaşlılara yönelik hizmet veren Selçuklu Belediyesi, Selçuklu Kaymakamlığı SYDV, Selçuklu Bakım Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi, Merkezsev Huzurevi, Özel Konya Engelli Bakım Merkezi olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşların birim yöneticileri/birim sorumlularının yaşlılar ve yaşlanma politikalarına dair görüşleri incelenmiştir. Araştırmada nitel araştırma yöntemi uygulanmış ve katılımcılarla mülakatlar yapılmıştır. Araştırmanın temel bulguları arasında kurumsal deneyim ve gözlemler doğrultusunda oluşan değerlendirmelere göre ilçede, aile kurumu halen geleneksel olarak işlevini sürdürmekte olup, yaşlı bakımında temel aktör olma özelliğini korumaktadır. Ailede yaşlı bakımının sürdürülmesine ilişkin gelecek öngörülerinde ise ağırlıklı olarak olumsuz görüşlerin olduğu bulgulanmıştır. İlçede yaşlılar en fazla yakın sosyal çevrenin desteğine, sosyal hayata katılıma, maddi desteğe, saygı, sevgi ve ilgiye ihtiyaç duymaktadır. Yaşlıların kurumlardan beklentileri evde bakım hizmeti, günlük işlerin yapılması, maddi ve manevi destek, huzurlu ve sıcak ortamların oluşturulmasıdır. Aile ve yakın çevre bağlarının zayıf olması, bakım ve iletişimsizlik yaşlıların ilçede karşılaştığı en önemli sorunlar arasında yer almaktadır.

  • Yazarlar : Müşerref Küçük , Kadir Canatan

    Sayfa No :

    Anahtar Kelimeler : Yaşlılar, Kentsel çevre, Sorunlar, İhtiyaçlar ve Beklentiler, Kurumsal perspektif

GÖRÜNTÜLE

Neoliberalizmden Post-Neoliberalizme Devletin Rolünün Değişimi: Dönemsel Bir Analiz

Son on yıllarda devlet aygıtının rolünün ana belirleyicisi olan neoliberalizme yönelik eleştirel tartışmalar yoğunluk kazanmış ve hükümetler kamu politikalarını belirlerken neoliberalizme alternatif strateji arayışına girmişlerdir. 2000’li yıllarda yaşanan neoliberalizmin krizleri karşısında devletlerin ulusal, bölgesel ve küresel konumlanışlarındaki değişimlerin analiz edilmesiyle stratejilerin ne yönde geliştiğini açıklamak mümkündür. Bu stratejiler, neoliberalizme ilişkin eleştirel sorgulamalara koşut olarak post-neoliberalizmin gündeme geldiği ve korumacı politikaların arttığı dönemde daha da önem kazanmaktadır. Diğer yandan neoliberalizm ve onun ilke ve değerlerine göre 1980’li yıllardan günümüze kadar şekillenen devletin işlevi akademik yazında da çok yönlü ve kapsamlı olarak tartışılmıştır. Ancak post-neoliberalizm bağlamında devletin günümüzdeki ve gelecekteki toplumsal, siyasal ve ekonomik düzlemde nereye evrileceği ve neoliberalizm ile post-neoliberalizm arasındaki devlet formunun farklılıklarına değinerek yeni bir tartışma boyutu kazandırılması gerekmektedir. Çalışma kapsamında neoliberalizmden post-neoliberalizme geçiş sürecinde son yirmi yıldır devletin işlevlerinde yaşanan değişimin bir benzeşmeye mi yoksa ayrışmaya mı yol açtığı tartışılmıştır. 2008 Küresel Ekonomik Krizi, Covid 19 Pandemisi, küresel ve bölgesel savaş riskleri neoliberal politikaların çatı ilkeleri olan serbestleşme, özelleştirme ve yerelleşme ilkelerinden ayrışmalara yol açtığı ve post-neoliberalizm ekseninde devletin küresel sistem içerisinde işlevlerini yeniden konumlandırmaya çabalarken ulusal pragmatik kaygılara dayalı bir ayrışmanın olduğu fikrine ulaşılmıştır.

  • Yazarlar : Fatih Tolga , Murat Akçakaya

    Sayfa No :

    Anahtar Kelimeler : Neoliberalizm, Post-Neoliberalizm, Devletin Rolü

GÖRÜNTÜLE